Kooperatifler Kanunu m. 98 atfı ile Türk Ticaret Kanunu m. 379 uyarınca genel kurul tarafından verilen kararlar tüm ortaklar için geçerlidir. Karar ortak üzerinde, genel kurul toplantısına katılmamış veya aleyhte oy kullanmış olsa dahi geçerlidir.
Ortağın yurtdışında bulunması, genel kurul toplantısı anında başka bir işle görevli olması hastalığı veya toplantıdan haberdar olmaması gibi geçerli mazereti bulunsa bile genel kurul kararları uygulanır.145
Kural olarak genel kurul kararlarının ortaklara tebliği gerekmez. Ancak, ortaklardan sadece bir kısmı hakkında şahsi nitelik taşıyan kararların tebliğ edilmesi gerekir146
Genel kurul kararları verildikleri genel kurul tarihinden itibaren hüküm ifade eder.
Ancak Kooperatifler Kanunu m. 53'e göre dava açılması halinde mahkemece Kooperatifler Kanunu m. 98 atfı ile Türk Ticaret Kanunu m. 382 uyarınca genel kurulca alınan kararın icrasının geri bırakılmasına karar verilebilir.147
-------------------------------------------------------------------------------
144 KAÇAK, s. 100.
145 ÇEVİK, s.582.
146 “Ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararları, tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan ve katılmayan bütün ortakları bağlar. Ortaklardan sadece bir kısmı hakkındaki şahsi nitelik taşıyan kararların tebliği gerekmektedir. Genel kurulda alınan aidat tutarları gecikme halinde belirlenen gecikme faizi uygulanacağına dair karar bütün ortakları ilgilendirdiğinden, iptal edilmediği takdirde ortaklar ve davalı yönünden bağlayıcıdır.”
(Y.11.HD. 06.05.2002 tarih, E.649, K.4405) ÇELİK/LALE, s.591.
147 “İtiraz, aidatların karara bağlandığı genel kurul kararlarının iptali hususunda dava açıldığına ve bu nedenle aidat istenemeyeceğine yöneliktir. İptal davası açılması tek başına genel kurul kararlarının uygulanmaması neticesini doğurmaz. Ancak, 1163 s. kanunun 98 nci maddesi yollamasıyla kooperatifler hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 382 nci maddesi uyarınca mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiğinde genel kurul kararlarının uygulanması geri bırakılabilir. Ancak itiraz yerinde ise ve genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması hususunda bir karar mevcut değil ise, alacak hesaplanmalı ve neticesine göre bir karar tesis edilmelidir.
Taraflar arasında görülen davada Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesi´nce verilen 30.03.2001 gün ve 1999/1145-2001/327 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, aidat alacağının birikmiş faiziyle birlikte tahsili için girişilen ilamsız takibe yapılan itirazın iptal edilmesine ait olup, davacı taraf bilirkişi raporuna itirazında, davalı yararına alacak olarak kabul edilen ve kooperatife borç verildiği iddia edilen (6.000.000.000) TL. karşılığında davalıya (9.000.000.000) liralık iki adet çek keşide edildiğini ve borç verildiği iddiasının yerinde bulunmadığını ileri sürdüğü halde, mahkemece davacı tarafın bu itirazı karşılanmamış ve bu konuda ek rapor alınması cihetine gidilmemiştir. Bir an için borç para verildiği kabul edilse bile, şayet bunun karşılığına çekler verilmiş ise bu miktarın davalı lehine alacak olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira, B.K.nun 114 ncü maddesi hükümü uyarınca aksine sözleşme bulunmadığı taktirde her ne kadar bir borç için kambiyo senedi düzenlenmesi tecdidi tazammun etmez ise de, çekler iade edilmediği sürece aynı miktarın davalı lehine alacak olarak kabul edilmesi mükerrer tahsilata neden olacaktır. Kaldı ki, davalı taraf gerek takibe itirazında ve gerekse de yargılama sırasında bu yönde bir itiraz ve savunmada bulunmadığı gibi takas mahsup def´in de da bulunmuş değildir. Davalının itirazı, aidatların karara bağlandığı genel kurul kararlarının iptali hususunda dava açıldığına ve bu nedenle aidat istenemeyeceğine yöneliktir. Bu noktada ise; iptal davası açılması tek başına genel kurul kararlarının uygulanmaması neticesini doğurmaz. Ancak, 1163 s. kanunun 98 nci maddesi yollamasıyla kooperatifler hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 382 nci maddesi uyarınca mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiğinde genel kurul kararlarının uygulanması geri bırakılabilir.
Bu itibarla, mahkemece öncelikle davacı tarafın, borcun gerçek olmadığı ve (6.000.000.000) liraya karşılık çek verildiğine yönelik itirazı üzerinde durulması ve şayet (ki davalı tarafça itiraza uğramayan kooperatif kayıt suretlerinde davalı lehine 2 adet çek verildiğinin kayıtlandırıldığı görülmektedir) bu itiraz yerinde ise ve genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması hususunda bir karar mevcut değil ise, davacının alacağı hesaplanmalı ve neticesine göre bir karar tesis edilmelidir. Anılan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, … 25.04.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
(Y.11.HD, 25.04.2002 tarih, E.2001/11241, K.2002/3898) C o r p u s.