A. Alınan Kararlar Üzerindeki Etkisi:
Genel kurulda alınan kararların iptali amacıyla bozma davası açılmış olması dava konusu kararın icrasına engel olmaz. Bozma davasına rağmen yönetim kurulu alınan karar gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.
Ancak mahkeme tedbiren, gerek tarafların isteği üzerine ve gerekse re'sen, yönetim kurulu ile denetçilerin görüşlerini aldıktan sonra dava konusu kararların icrasının durdurulmasına karar verebilir190 (Koop. K. m. 98, TTK. m. 382).
Mahkemece tedbiren yürürlüğü durdurulan kararlar tescil ve ilana tabi ise, sicil memuru inceleme yetkisini kullanmak sureti ile geçici tescil yapabilir (Koop. K. m. 98, TTK. m. 34/son).
Bozma davasına konu karar gereği 3. kişilerle yapılan işlemler kooperatifi bağlar.
Yine, geri bırakma kararı verilmedikçe, yönetim kurulu seçiminin iptaline yönelik bozma davası devam ederken yönetim kurulu üyeliği dava konusu olan üyenin yaptığı işlemler kooperatif için bağlayıcıdır.
Bozma davasını açan ortağın yargılama devam ettiği sürece ortaklık sıfatını sürdürmesi gerekir. Yargılama sırasında ortağın kooperatif ortaklığından çıkması veya çıkarılması ya da ortaklık hakkını devretmesi halinde aktif husumet ehliyeti ortadan kalkacağından dava bu nedenle reddolunur. Davacının ölmesi halinde ise, ortaklık hakkı mirasçılarına intikal edeceğinden, mirasçıların davayı sürdürme hakları mevcuttur191.
B. Bozulabilir kararların doğrulanması
Bozma davası devam ederken, dava sonucu beklenmeden genel kurulca bozma davasına konu karardaki sakatlık halini gidermek için yeni bir karar alınarak eski kararın hükümsüz hale getirilmesine doktrinde “doğrulama” denilmektedir192.
Ancak dava konusu karar hakkında yeniden karar alınması davanın konusuz kalması sonucunu doğurmaz193. Mahkemece davanın açıldığı tarihteki şartlara göre karar verilir.
C. Bozma hükmü
Mahkemece genel kurul kararları aleyhine bozma kararı verilmesi için kararın kanun, ana sözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir194.
Bozulan kararın kooperatif açısından yararlı olması veya bozulması halinde kooperatifin zarara uğrayacak olması hususları mahkemece dikkate alınmaz.
Ancak, mahkeme, bozduğu kararın yerine yeni bir karar hükmedemez. Bozma kararı ile bozulan genel kurul kararı yok hale gelir. Mahkeme ilamı yalnızca bu hususu içerir.
İstisnai durum bilançonun tasdikine ilişkin kararların iptaline yönelik davalarda görülür. Bozma davasının konusu bilançonun tasdikine ilişkin ise, mahkemece bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle hazırlanan rapor doğrultusunda bilançonun tasdiki kararı verebilir. Bozma kararı vererek bilançonun tasdik edilmesini hükmedemez.
D. Bozma Kararının Sonuçları
Aleyhine dava açılarak bozma kararı verilen genel kurul kararı artık alınmamış hale gelir ve uygulanamaz.
Yani, bozulmasına karar verilen genel kurul kararı geçmişe dönük olarak, alındığı tarihten itibaren ortadan kalkar. Mahkemenin bozma kararı bozucu yenilik doğuran kararlardandır. Böylece, bozulan karar hem geçmişe195, hem de ileriye dönük olarak ortadan kalkar.
Ancak, yargılama esnasında, dava konusu karar uyarınca, iyiniyetli üçüncü kişilerin kooperatifle yaptıkları işlemlerden doğan hakları saklı kalır (Koop. K. m. 98, TTK. m. 321/4).
Bozma kararı tüm ortaklar için hüküm ifade eder (Koop. K. m. 98, TTK. m. 383). Bozma talebinin reddi halinde ise sonuç, yalnızca davanın tarafları açısından hüküm ifade eder (HUMK. m. 237).
E. Tescil ve İlan
Kooperatif yönetim kurulu, kararın bozulmasına dair ilamın bir suretini derhal ticaret siciline kaydettirmeye mecburdur (Koop. K. m. 98, TTK. m. 383).
Daha önce de belirttiğimiz üzere, bozulan karar tescil ve ilana tabi hususlardan ise, daha önce tescil ve ilan edilen kararın bozulmasına ilişkin karar da aynı şekilde tescil ve ilan edilir (Koop. K. m. 98, TTK. m. 33, 37/3).
F. Kötü Niyetle Bozma Davası Açanların Sorumlulukları
Bozma davası, genel kurul kararının, yukarıda belirtildiği üzere kanun, ana sözleşme veya iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla açılabilir. Davacının bozma davası açarken maddi bir çıkarının bulunduğunu ispatlaması gerekmez196.
Her hak gibi bozma davası açma hakkı da dürüstlük kuralına uygun şekilde kullanılmalıdır (MK. m. 2/1). Hakkını sırf kooperatif veya diğer kooperatif ortaklarını zarara uğratmak maksadıyle kullanan ortak, hakkın kötüye kullanılması yasağını ihlal ettiği gibi, sadakat yükümlülüğüne de aykırı davranmış olur197 (BK. m. 96). Bozma davası açma hakkının kullanılmasında da bu kural geçerlidir.
Davacının bozma istemi ile kişisel çıkar gütmesi, dava açma hakkının kötüye kullanıldığı anlamına gelmez.
Ancak, kötü niyetle iptal davası açanlar, kooperatifin bu yüzden uğradığı zararlardan doğrudan, davacılar birden fazla ise, müteselsilen sorumlu olurlar (Koop. K. m. 98, TTK. m. 384).
Kötü niyetle dava açanların bu sorumluluğu, bozma davasının mahkemece reddi halinde söz konusu olacaktır. Buradaki kötü niyet, bozmayı gerektirecek sebeplerin olmadığını bildiği halde dava açmak demektir198. Şu halde, dava açanların sorumlu tutulabilmeleri için öncelikle bozma davası reddedilmiş olmalı ve ikinci olarak bu davanın kötü niyetle açıldığı ispatlanmış olmalıdır199. Moroğlu'na göre, “kötü niyetin ispatı çok zordur. kötü niyetle ya da kusurlu olarak dava açmak, Borçlar Kanunun 41. maddesi ve çoğu kez bu maddenin 2. fıkrası anlamında haksız eylemdir. Böyle bir haksız eyleme karşı ortaklığı, Borçlar Kanunu hükümleriyle korumak mümkün iken, sorumluluk için sadece kötü niyeti (kastı) öngörerek, bu hükümlerden çok daha dar bir sorumluluk çerçevesi oluşturan 384. madde hükmü ile ortaklığın korunmak istenmesi, bizatihi bu koruma amacına aykırıdır”.200
Davacıların sorumluluğuna gidilerek istenecek zarar, dava nedeniyle kooperatifin uğradığı doğrudan zararlardır. Bozma davasına bakan mahkemece, bu zararın dava açıldıktan sonra davacı tarafından yatırılan teminattan karşılanmasına karar verilebilir (Koop. K. Md. 98, TTK. m. 381/4).
Zararın nitelik ve miktarını davada kooperatifi temsil eden organın ispatlaması gerekir. Uğranılan zararın sorumlulardan tahsil edilmesi isteğine ilişkin dava ayrı bir dava şeklinde açılır. Bozma davası içinde, teminatın davacıya ödenmemesi dışında, davacıların kötü niyetleri nedeniyle sorumlulukları hakkında bir karar verilmez.
Ayrıca, bozma davası nedeniyle ortaklar bireysel olarak zarar görmüşlerse, bu ortaklar da kötü niyetli davacının sorumluluğu uyarınca zararlarını davacılardan talep edebilirler.
KAYNAK: http://dspace.akdeniz.edu.tr/bitstream/handle/123456789/5219/T02484.pdf?sequence=1&isAllowed=y